Eski zaman kadınlarının kıyafetlerini görünce dolabımda olan hiçbir şey hoşuma gitmiyor.
Klasik tarzı her alanda çok sevmişimdir. Müzikte de, resimde de , giyimde de benim için değişmez. Hatta bazen yaşıma uygun yaşamıyormuşum gibi hissederim ama yapacak bir şey yok, sanırım ben böyleyim.
Yırtık bir kot, deri bir ceket, modern takılardansa, düz pantolon ve ceketi tercih ediyorum; tabii süslü aksesuarlar kullanmak şartıyla. Küçük detaylarda ilginçlik yaratmayı seviyorum. Mesela, düz bir kaban giyiyorsam, yakasında bir kürk detayı olsun, taş olsun vs.
Şu aşağıdaki kadınlara bakar mısınız, onlardan biri olmak isterdim. Daha doğrusu bu şekilde giyinebilmek isterdim. Belki de bu isteğim giyinmeye çok fazla anlam yüklediğim içindir- ki kesinlikle öyle. Benim için giyinmek çok fazla şey demek.
Öncelikle giydiğimiz kıyafetler bence direk davranışlarımızı etkiliyor, özellikle toplum içinde. Şu kıyafete bakın; bu kıyafetle toplum içinde metrobüse haldır huldur binmeniz mümkün mü?
Özellikle erkekler için, fötr şapkaların, iyi dikimli klasik takımların ve yeleklerin giyildiği, şemsiyelerin centilmence taşındığı zamanların tekrar yaşanmasını isterdim. Umarım moda olur!
Konuyu buradan "beyefendilik ve hanımefendilik"e getirmek istiyorum. Buna şu an karar verdim. Arada kafamdan geçen bir konudur bu.
Birincisi, bir kadın ve bir erkeğin kim olursa olsun, sap gibi yan yana yürümesi bana görsel olarak hoş gözükmüyor. Benim bildiğim, kim olursa olsun kadın erkeğin koluna girip öyle yürümeli ve erkek bu centilmenliği göstermeli.
Ancak tabii, şu metrobüs kalabalığını göz önünde bulundurunca nerede böyle centilmen beyefendiler!!Sizi ezip o toplu taşıma aracına binerler, ha kadınlar da çok farklı değil! Bir erkek bir kadına "Koluma girin öyle yürüyelim" dese, alacağı cevap %80 hatta belki %90 ihtimalle ne olur sizce? Ya utanır, ya sıkılır, ya da reddeder. Çünkü o da bilmez.Çünkü başka erkek-kadın haram, hepimize.
Medeniyet nerde?
Hiç olmadı ki..
Bir keresinde, metrobüste gerçekten centilmen bir beyefendi ile tanışmıştım. Genç bir adam. Metrobüs tıklım tıklım, tutunacak yer yok, şoför fren yaptıkça ayakta duymakta zorlanıyordum. Bu bahsettiğim adam, hanımefendi isterseniz koluma girin dedi, ve hiç tereddüt etmeden girdim koluna. Yer boşalınca da çok teşekkür edip iyi günler diledim.
Belki o anda metrobüsteki başka kişiler garip garip baktı, farklı şeyler düşündü. İnanın umrumda değildi, adamın bana gösterdiği davranış bir centilmenlik örneğiydi ve insanların aptalca düşünceleri yüzünden bu davranışı yüzüstü bırakmam. Belki biraz insanlık görmüşlerdir.
İkinci olarak....Yağmur yağarken hep aklıma gelir. Ben şemsiye taşımayı hiç sevmem, dolayısıyla yağmur yağdığında ıslanırım ancak bu hiçte hoşuma gitmez. Kocaman şemsiye taşıyan adamlar kadınlar görürüm, şunlardan biri dese ya "Buyurun beraber yürüyelim ıslanmayın" :) Hem muhabbet olur, hem de bu bir insan ilişkisidir yahu.
İnsanlar insanlarda korkuyor. Kimi kibar olsa da, göreceği kabalıktan çekiniyor. İnsan ilişkisi sadece erkek-erkeğe, kadın-kadına kurulabiliyor. Öteki türlüsü aman AYIP, aman GÜNAH, aman ELALEM!
Olan mutsuz, neşesiz geçirdiğiniz hayatınıza oluyor..